Hukukta Klinik Eğitim
Hukuk kliniği uygulaması, bir hukuk öğretimi yöntemi olduğu kadar hukuk fakültelerinin topluma yönelik doğrudan hizmette bulunma politikasının da bir sonucudur. Bu eğitim ve toplumsal sorumluluk politikası, 1900’lü yılların başından itibaren filizlenmiş, ancak kurumsal bir kimliğe kavuşması 1960’lı yıllarda, ABD’deki hukuk eğitiminde kendini göstermiştir. O tarihlerde, özellikle ırk ayrımcılığının alt edilemediği bir toplum hayatı içinde, hukukun sağladığı güçten yoksun siyah Amerikalıların haklarının korunması hedefi ön plandaydı. Genel olarak hukuk kliniği uygulamasının geri planında, hukuk hizmetinden yeterince yararlanamayan toplum kesimlerinin de kendi hayatlarıyla ilgili sorunların çözümünde veya işlerinin takibinde, hukuktan yararlanmalarına olanak sağlamak ve destek vermek düşüncesi bulunur.
Hukuk kliniklerinden ne anlaşıldığı ya da anlaşılacağı konusunda uzunca bir süre ortak bir anlayış olmamıştır, bu nedenle sürekli olarak farklı tanımlar geliştirilmiştir. Ancak genel olarak hukukta klinik eğitim denildiğinde, sanal mahkeme uygulamasından pratiğe yönelik bir dizi faaliyeti (çeşitli kamu kurumlarında stajdan, hapishane ziyaretine veya hukuki bir kurumdaki uygulamaya dâhil olmak gibi) kapsayan, hukukun uygulanma alanına yönelik çeşitli uygulamalar anlaşılmaktadır.”
Yukarıda kısa bir özeti sunulan, hukuk eğitiminde klinik çalışmanın ne olduğu, tarihi, örnek modelleri, Türkiye’den örnekler ve genel bir değerlendirme içeren yazı için aşağıdaki Yazı Başlığına tıklayın
Bu kliniklerle ilgili Ankara Batı Adliyesinde 2015 yılının son aylarından beri http://i.hizliresim.com/1dYlRB.jpg şu standlar mevcut. Şiddet mağdurlarına hukuki hizmet verilmesi düşünülmüş ise de gözlemlediğim kadarıyla beklenilen işlevi pek yerine getiremiyor, Marketlerde açılan tanıtım standlarından pek farklı olmayan bir görüntü oluştuyor. Bunu düşünmemin sebebi ise bu standın Aile Mahkemelerinin tam ortasında durduğu halde insanların sorularını hala kalem personeline yönelterek cevap bulabilmeye çalışmasıdır. Belki zamanla geliştirilir ve Ankara Hukuk Fakültesi ile sınırlı kalmayıp diğer üniversitelerin de katılımı ile faydalı bir şeye dönüşebilir. Belirttiğiniz üzere Türkiye’de sadece üç adet klinik örneği dışında pilot uygulamalara daha çok yer verilerek hem bu hizmetten faydalananlar hem de öğrenci eğitimi üzerine etkileri gözlemlenmelidir ki iyi kötü bir karşılaştırma yapılabilsin.