Ceren Damar Şenel’in Anısına

Kelimelerin anlam ve değer teşkil ettiği bir dünyaya inanıyordu Ceren. Evet kendine kelimelerden kurulu bir anlam ve değerler dünyası örmeye çalışan birinin hayatı kırılgan bir zeminde demektir. Evet bir örgüde olduğu gibi bu dünyanın sökülmesi ve yok edilmesi kolaydır; hele kelimelerin hiç geçer akçe olmadığı bizimki gibi bir toplumda. Ama eminim ki Ceren, o dünyanın böylesine kolay bir şekilde sökülebileceğini, böylesine elinden alınabileceğini aklından bile geçirmemiştir; hiçbirimizin geçirmediği gibi.

Ceren kendine, kelimelerin merkezinde olduğu anlamlardan ve değerlerden oluşan bir hayat örmeye çalışıyordu. Böyle bir dünya, böyle bir hayat, hiç de öyle kolay örülmüyor ama. O kelimeleri hayatının merkezine oturtmak için, ince, el işi bir oya gibi örmek gerekiyor bu dünyayı. Bu da peşine düşmeyi gerektiriyor kelimelerin, bazen kütüphane kütüphane, bazen sahaf sahaf dolaşarak. Onlar için çaba sarfetmeyi gerektiriyor hiç yorulmadan ve bıkmadan.  İnce iplikleri bulup ortaya çıkarmak gerekiyor bu dünyayı örmek için ve geceler boyu uykusuz kalarak okuyup öğrenmek. Örneğin örmeye çalıştığın bu dünya, bazen bir sahaftan bir çanta dolusu kitap alıp, o çanta hızlı akan bir trafiğin ortasında yırtılınca, kendinden önce kitaplara bir şey olmasın diye endişelenmeyi gerektiriyor.

Ceren’in hayatının anlam ve değerler dünyasının ortasına koymaya çalıştığı kelimelerin başında “adalet” ve “hak” geliyordu. Haksızlıklarla dolu bir dünyada, “adalet” adına “işçi hakları” diyecekti; bunu anlatacaktı öğrencilerine. Bu sözcüğün gücüne onların da inanmasını sağlayacaktı; ama olmadı. Alındı elinden örmeye çalıştığı bu dünya.

Haksız, adaletsiz her uygulamaya sessiz kalındığında (örneğin kopya çekilmesine her göz yumulduğunda), hakkı olmayan bir şeyi nüfuzunu kullanarak talep edenlere iki çift laf edilmediğinde Ceren’i hatırlayın, hatırlayalım. Hatırlayalım, göz yummayalım, sessiz kalmayalım ve iki çift laf edelim ki Ceren’in örmeye çalıştığı anlam ve değer dünyası anlamsız ve değersiz olmasın, kırılgan olmasın ve kolay kolay sökülmesin.

Don Kişot: Bir Adalet Savaşçısı

Hayalin değilse
yaşayabilsin diye birileri,
yaşayabilsin diye çocuklar,
daha kurulmamış hayallerini,
zordur yok etmeye çalışmak
yel değirmenlerini.

Yel değirmenlerinin yerine,
koy bütün kötülükleri ve
Don Kişot’un yerine kendini.
Adalet için savaşan bir şövalye
hayal edemiyorsan,
hiç zahmet etme
dört yıl dirsek çürütmeyi.

Sor kendine:
“Olmadan adalet,
yapamaz mıyım?” diye.
Cevabın evetse,
doğru yoldasın,
İlerle !

Derin nefes al ama.
Uzun, zorlu bir yoldasın zira.
Unutma !
Bu yolda yel değirmenleri,
bazen şirin gözükecekler gözüne,
bazen de korkutmak için seni,
saldıracaklar üstüne.

Yürüyorsan ve yürümüşsen bu yolda,
sapmadan ve
korkmadan.
Gurur duy kendinle,
çünkü sen bir Don Kişot’sun,
en asil Şövalye.